6 Haziran 2015 Cumartesi






Ilk Catırtı J

Hayatımda ilk defa gerçekten aynaya bakıyordum göz bebeklerimin tam içine, sabah yüzüme iki su çarptıktan sonra dişimi fırçalarken değil gerçekten özel olarak dudağıma, gözüme, burnuma bu beş duyunun oluşturduğu ifademe baktım. Her biri farklıydı bu sabah her biri şımarıklığının dorukların daydılar. Şımarsınlar hak etmediler mi yıllardan sonra. Hep ihmal etmiştim kendime bakmayı kendimi sevmeyi, gözlerim kitaplara bakıp sınavlara çalışmaktan test soruları çözmekten, kulaklarım hocaları dinlemekten annem ile babamı ama daha çok annemi dinlemekten sıkılmışlardı. Burnumun okulla ev arasında alabildiği en güzel koku okulun kantinindeki karışık tost kokusuydu. Tadım tuzum kalmamıştı zaten annemin beslenmemi kontrol etmesi ile bana ait sevdiğim bir tat da yoktu şu hayatta.

Dokunamıyordum çünkü her şey aynıydı ve bana sunulan şeylerin benim olduğunu düşünüyordum hâlbuki bu hayatta benim olan tek şey sadece herkesin sahip olduğu ve asla değiştirilme ihtimali olmayan parmak iziydi. Bunu bir gün elime amaçsızca bakarken fark ettim annem ve babam her şeyime müdahale edebilirler fikrimi almadan her şeyimi değiştirebilirlerdi hayatımı onlara yeniden dekore edecekleri bir ev gibi sunmuştum ve onlar bu evin tarihi dokusuna narinliğine bakmadan sürekli saçma sapan bir şeylerle dolduruyorlardı. Bir tek şeye dokunamazlardı isteseler bile parmak izime bu benimdi ve asla değiştiremezlerdi ha umurlarında da değildi ama ben gizliden gizliye intikam alıyordum onlardan her şeyimi alabilirsiniz ama parmak izimi asla.
Sonra Üniversite ye başladım kelimenin tam anlamıyla nefes almaya başladım, o ilk yurt odası arkadaşlığı var ya bütün her şeyimi değiştirdi, herkes ile konuşmaya başladım sesli kahkahalar atıyordum ki evde annem buna çok kızardı. Bir kız öyle istekli gibi sesli sesli gülemez derdi. Ondan dolayı mıdır bilinmez evimizde Kemal Sunal izlemeyi sevmezdim. Çatlak insanlarla beraber olmayı sevdim hep beni rahatlatıyordu bu.

Aynaya bakıp kaldığımı fark ettim ne kadar güzeldim ya da güzelleşmiştim artık beş duyum beynimden değil kalbimden emir almaya başlamıştı. Kalbim kontrolü ilk defa ele alıyordu, bocalayabilirdi tabi arada heyecanlanıp saçmaladığı da oluyordu. Önemli değil çünkü yaptığım saçmalıkları seven ve güzel bakan bir adam vardı karşımda. Hayatımda ilk defa biri beni olduğum gibi kabul ediyordu, gerisi boştu. “Sen çok iyisin kalbin iyi bir kere bu da gözlerine yansıyor” demişti. Kalbim titredi, bir insanın kalbi titrer mi? Benim titredi. Ben bundan sonra hayatıma onsuz devam edemezdim ve etmicektim zaten O da ayni şekilde düşünüyor düşünmese bir erkek bir kadına neden böyle davransın. Hoş, arada hatta sürekli düşünceli bakıyor etrafına sanki bir suç işlemiş de onun huzursuzluğu var gibi ama benimle konuşurken beni görüyor, bana bakıyor. Sınıfa geldiğinde bana bakıp “eee günün aydın olsun bakalım melek hanım” demesini çok seviyorum mesela. Beni herkese karşı savunması “rahat bırakın melek başkanı” demesi ile başlamıştı her şey. Çok silik bir tipti aynı benim gibi kimseyle konuşmazdı sınıfta bir ben vardım konuştuğu.
Aslında kendime itiraf etmesem de ikimiz de dışlanan tiplerdik bizim en büyük ortak yanımız buydu. O da insanlardan kaçıyordu ben de, o da okulun favori yakışıklı çocuğu değildi ben de çok güzel kızı değildim. Biz birbirimiz için yaratılmıştık birbirimizin ruhunda travmatik açılan yaraları beraber iyileştirmeliydik, onun da gençliği zor geçmişti benimde yani okadar çok ortak yönümüz vardı ki bir resmen birbirimiz için yaratılmıştık. Yarlarımız anlaşılmazlığımız bizi birbirimize bağlayan en önemli şeydi. Normalde Dünya bütün insanlara ulaşır dertlerini dinler onları anlar yaralarını sarar ve iyileştirirdi insanları. Aynı evde kala kala sanırım bir şeyler kaptım ondan bu sefer ben hayatımda istediğim tek insanın yaralarını saracam Dünya gibi.

Şimdiden herkes bizi birbirimize yakıştırmaya başlamıştı bile Dünya, Peri, Yağız. Onlar da bugun yarın bunların cift haberini alırız diyorlardı. Gaza gelmemeye çalışıyordum ama bir yandan da neden hala duygularını bana söylemiyor diyordum. Her gün beraber derse giriyor, yemek yiyor, akşam bizim evde muhabbet ediyorduk hoş Dünya geçen gün arıza yapınca çocuk da gelmemeye başladı ama bir süre sonra normale döneriz. Her gün kapımın önüne kadar bırakıp “hayırlı akşamlar Melek hanım” demeyi de ihmal etmiyor.

Allahım biri beni seviyor inanamıyordum, benim gibi kendi halinde hiçbir duygumu tam olarak ifade edemeyen ben bu konuda o kadar nettim ki ben onu seviyordum o da beni seviyordu. Bir erkek bir kadını sevmese neden sürekli zaman geçirsin ki beraber, neden sürekli “çok iyisin” desin ki. Başka birini sevse neredeyse her gün bizim eve neden gelsin.
Bunların yanında çok nazik, arkadaşlarıma karşı da çok kibar kimseyi kırmak istemiyor hatta geçen gün Dünyadan özür diliyordu hoş bizim keçi Dünya hiç inandırıcı bulmadığını söyledi çocuğa, neymiş efendim içinden gelerek özür dilemediği için bu sözlerinin hiçbir kıymeti yokmuş kendisi de kabul ediyormuş ama içinden gelerek değilmiş. Bazen gerçekten nasıl bu kadar sivri dilli olabiliyor şaşırıyordum.
Hâlbuki kadın dediğin biraz alttan almalı, uyumlu olmalı sabırlı olmalı erkek yolunu bulamadığında karşında sen olmalısın ki sen onun pusulası olasın bir kere pusula oldun mu artık her yol sana çıkar derdi annem. Dünya benim tam zıddımdı daha özgür, sabır namına hiçbir şey yok istediği her şey anında olmalıydı veya kendisi bir an önce bu işi yapmalıydı, bir adama tam olarak benliğini vererek âşık olduğunu görmedim ben henüz ve bence Dünya asla âşık olamayan kızlardandı. Hep karışık hayalleri vardı kafasında. Uzay dan da hiç hoşlanmıyor zaten Uzay da ondan rahatsız oluyor ama her konuda bunlar birbirlerine zıt gidiyorlardı ben böyle zamanlarda Uzay ı tanıyamıyordum bayağı yaramaz çocuk gibi Dünya ya laf yetiştirmeye çalışıyordu. Yüzü kızarıyordu, gözlüğünü çıkartıp temizliyordu falan Dünya da tam tersi kahkaha üstüne kahkaha atıyordu. Uzay ın böyle zamanlardaki sabrına hayrandım sırf benimle beraber olabilmek için Dünya gibi bir huysuza katlanabiliyordu canım benim ya bunu sevmeyen bir insan neden yapsın ki.

Kalbim sadece onun için çarpıyor, Uzay la biz evleneceğiz çünkü birbirimizi çok seviyoruz ve kocaman büyük bir aile olup sonsuza kadar mutlu yaşayacağız, hissediyorum bunu böyle olacaktı. Âşık bir kadınım ben artık büyüdüm ben, o annemin babamın benim yerime karar verdiği kız değil hedefini bilen âşık mutlu ve huzurlu bir aile hayatına sahip olmayı isteyen bir kadınım ve bunu benimle yaşamak isteyen o insanla ,ki bu Uzay olacak, evlenip mutlu olacağım. Kalbimden ilk çatırtı duyuldu artık durdurmak imkânsız.