"Bundan cok Eminim"
Yine uyanabildim ve yine belimi sarmış bir el, sırtımı gıdıklayan bir nefes. Akşamın hoş sohbeti beni buraya nasıl getiriyor anlamıyorum. Nasıl bu kadar nefsime yenik düşüyorum, sadece sohbet edeceğimi düşünerek buraya geliyorum ve yine sabah kendimi biri belime sarılmış vaziyette yatakta buluyorum.
Halbuki annem babam beni çok muhafazakar yetiştirmiş ozellikle bu şekilde bir hayat yaşamayayım diye beni beş vakit namaz kıldıran , erkek kızların ayrı olduğu bir okula göndermişti çünkü çocuklarının dini bütün bir insan olmasını istiyorlardı. Bu tarz okullarda başarı oranı da çok yüksek olduğu için bu da çok normaldi çünkü bu okullarda ya gay olursun yada ders çalısır ve en büyük okulları kazanır sonra bir kız sana baktı mı elin ayağın birbirine dolaşır. İlk yaşıcağın tecrube de muhtemelen senin ilk aşkın olur ve sana büyük bir kazık atar. Sen de yine döner dolaşır annenin sana bulduğu uygun kızla evlenirsin çünkü mutluluk senin anneni ve babanı mutlu ettiğin sürece vardır senin mutluluğunun pek önemi yoktur.
Bu tarz evlilik yapmış arkadaşlarım da bir -iki çocuktan sonra o gençliklerinde yaşayamadıkları ilişkileri ve patlamayı evlendikten sonra yaşarlar böylece aldata koca olurlar. Belki ben karımı aldatmamak için şimdiden bu çılgınlıkları yapayim diyorum. Bu da sanırım benim savunma mekanizmam.
"Gunaydın" dedi gıdıklayan nefes. "yine dayanamadın bana göruyorsun değil mi"
"Günaydın aşkım böyle bir güzelliğe nasıl dayanırım ya "
"Uzay sen varya işini çok iyi biliyorsun şeytan tüyü değil şeytan bütün bildiklerini öğretmiş sana bence şöle dışardan bakınca çok silik ve ezik gibi duruyorsun normalde ben senin gibi adamlara dönüp bakmam"
Gülümsedim ve yüzüne bakarak "İlk intiba herzaman aldatıcıdır tatlım bunu kimse solemedi mi sana huysuz"
"aaa ne huysuzluğumu gördün ya nankör. Akşam o sıkıcı arkadaşlarından geldiğindeki yüz ifadeni görseydin asıl huysuzun kim olduğunu anlardın, serseri hadi hadi ben derse geç kalıyorum bir zahmet okula bırak bir de derse girmiş olursun. O zavallı kızın notlarını alıyorum diye rahatsın ama birgün gelip o da postayı koycak sana"
"Çok tatlı insanlar aslında ve Melek bana neden posta koysun ya ben ona bise yapmıyorum hatta hayatını kolaylastırıyorum Melek olmasa zaten ben o gruba girmem de napacaksın işte ev arkadaşları biraz arıza tarafları var aslında ama takılıyoruz iste ya simdilik bakalım"
"Takılma canım ne takılıyorsun ya yanlış anlama o Melek eziğini kıskanacak değilim kezban kılıklı ergen geçen gün konuşurken ters ters bakmalar falan ne oluyor ya kocasıysan bilelim yani"
"offf sabah sabah ne çene bu ya hadi canım sen giyin ben seni okula bırakayım zaten ben bu dunyaya kadınların emrini yerine getirmek için gönderildim"
Okula girince kalbim sıkışıyordu bütün bu çevre insanlar bana ait değilmiş gibi gelirdi. Ynaımda oturan taş gibi hatunu ve onunla yaşadığım her şeyi de orda bıraktım taa ki akşam yeniden kollarında olana kadar. Bölümün yoluna döndüm ve istemediğin ot dibinde bitermiş hesabı dün akşam bütün sinirini benden çıkaran Melek in arıza ev arkadaşını gördüm. Kafamda durayımmı basıp geçeyimmi derken kafasını cevirdi göz göze geldik ve tabi ki durmak zorunda kaldım.
"Günaydın Dünya bırakiim istersen bölüme"
"Günaydın" dedi sesinden sinirler gevşemiş oh çok şükür diye içimden geçirdim. "ya valla süper olur seni bana Allah gönderdi" dedi ve arabaya biniverdi. Vay be ne rahat kız zaten bu kominist takımı böleler herkesin arabasına binerler, rahatlar kuralları yok aslında özenmiyor değilim aslında gönüllerine göre yaşıyorlar sınır yok , ayıp yok bizim cemaatçiler gibi günah yok kınama yok herkes kendinden mesul.
"Hayırdr nereye geç kaldın ?"
"Ali Koc ile toplantım var da bana bir şey danışacakmıs gel Dünyacım çözersen sen çözersin dedi bana ay alemsin derse tabiki ama sen derse pek girmiyorsun sanırsam Melek ten duydugum kadarıyla." dedi ve küstahca güldü.
"Ya Dünya sen hep böle misin yani sabah akşam öğlen insanları yılan gibi sokar mısın?" dedim ve dediğim andan itibaren pişmanlığım bir ton ağırlık gibi çöktü üzerime sanırım kahve içmemiştim ondan olmuştu bu. Döndüm baktım, kıvırcık saçının bir tutamı gözünün önüne düşmüş ve birden gözleri dolmuştu.
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?, Teşekkürler Uzay pardon ben espri yapmiştım sabah sabah sinirni bozdum tekrar teşekkürler" dedi arabadan indi camdan el kaldırdı ve bölüme yürümeye başladı.
Ya Uzay hıyarağası kıza böyle denir mi zaten birbirinizden gıcık aldınız ne diye arabana alıyon ozaman neden çünkü gerizekalıyım. Durup arkasından bakınca saçlarının lüle lüle kıvırcık olduğunu , vucut hatlarının yuvarlak ve hatun kıvrımlı olduğunu istediği kadar spor giyinsin mutlaka topuklu tercih ettiğini farkettim. Çapraz taktığı postacı çantasına bir şeyler sıkıştırırken arkaya bakıp benim hala durup ona baktığımı görünce okadar hızlandı ki adımlarından çanta bir o yana bir bu yana çarpınıp duruyordu.İçeri girdi merdivenlerden hızla çıktı ve gözden kayboldu.
Saçındaki kıvırcıklar kadar yoğun bir enerjisi vardı o enerjiyle doğru orantılı olarak da fırtınası, yağmuru kasırgası kasıp kauvurup geçiriyordu insanı.Gözleri ela teni beyaz sarı arası bir seydi. Arızanın onde gideniydi herşeye bir kulp bulurdu, Melek bu kıza nasıl tahammül ediyordu.
Aslında benim bu insanlarla ne işim vardı,Peri ve erkek arkadaşı alemlerdi haftada bir mutlaka kavga eder olay olurdu Melek desen universitede okuyor ama iki lafı biraraya getiremeyen bir kız Dunya desen zaten kendi başına bir arıza ama evde en otorite sahibi de O idi. Ukalalık diz boyu hiçkimseye guvenerek yaklaşmıyordu bence çocukluğuna inilmesi gereken bir tipti. Öyleydi de kafama takıldı bu ukala sallamadığı bir adamın ettiği bir lafa neden gözleri dolacak kadar bir tepki vermişti. Bu arada gözleri yaşarınca yeşile kayıyormuş bunu da ilk defa bu kızda gördüm manyak ya kız göz rengi de normal olması beklenemez.
Aman ya Uzay oğlum ne dert ettin gider yarın "Özür dilerim" dersin olur biter kadınlar için bu iki kelime "ben eşşeğim" ile eş değer ve bu onları çok mutlu eder çünkü zannederler ki hatamızı kabul ediyoruz. Şunu hep gözardı ederler özür dilediği zaman bir insan onu gerçekten hissederek kalpten sölemiyorsa " kapa çeneni" ile aynı anlamdadır. Kalbimin derinliklerinden özür dilediğim anlar çok geride kaldı.
İki gün sonra Dunya hanımın karşısına çıkıp "ozur dilerim" dicem o da hatasını anladı dicek ve bende boylece bu tatsız olaydan sıyrılacam. Karşima geçip bir sürü ukalalık etcek bütün hatunlar bu özür sırasında böledir "hatanı anladığına sevindim" havası atacak bundan eminim......