1 Mart 2015 Pazar
Selam ,
İki üç gündür yazamıyordum çünkü civciv eğitmekle meşguldum, şimdi bana civciv eğitmek de ne derseniz şöle anlatayım.
İlk olarak çalıştığım kurumdan bahsetmek isterim, bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım . Mesleğim gereği gençler ile içiceyiz ve bundan nasıl bir mutluluk ve huzur duyuyorum size anlatamam. Mudurum dunyanın en tatlı insanıdır ama bayanlarlar coğunlukta olan bolümümüzde adamcağızın iyi niyeti bazılarının labirentli beyin yapılarının içerisindeki entrika koridorlarında sıkıştığından köşeye sıkışıyor ve sonunda kadın zekasına yenilgiyi kabul edip huzur buluyor. Ben bole adamlara herzaman saygı duymuşumdur def bela def kaza deyip naparsan yap bana bulaşma mantığı ki bu da huzur getirir.
Bazı cinbitler erkek arkadaşımla kavga ettik moralmanlarım cok kotu diip boyun büküp diye izin alsalar da yada geçengün size bir bardak su getirmiştim bak helal etmem görürsün gününü "hık" diye gidersin bir fatiha okumam tarzı izinler alsa da yine de adam iyi idare ediyor sahsen. Haaaa şimdi diceksinz ki bunun yazacak neyi var ben size işçisin sen işçi kal grubunun bakış açısını yansıtmaya çalışacam bir yandan da yeni gelen civciv lerin biz "tavık" olduk artık yumurta da çıkartırız hatta yumurtayı omlet halinde çıkartırız ole kalırsınz havasından söz edecem biraz çünkü yaşadığım coğrafyada eminin bizim gibi ozerkliğini ilan etmiş bir kurum yoktur sanırım.
Şimdi dedim ya bizim mudurumuz baldan tatlıdır amma gelgelelim bir mudur yardımcımız vardi ki eskiden (yenisinden niye bahsetmion derseniz ergenekonla paşaların içeri atıldığı bir ülkede şimdiki mudur yardımcımdan bahsedcek kadar seme olmadım çok şükür) kendisi nam-ı diğer "eagle-eye" olup prensip, disiplin, eğrisi doğrusu yok bir şey ya doğrudr ya yanlış hatta bir sınavdan sonra hep beraber yaptığımız bir hatayı ustune alıp "hayır bende de hata var sizden sonra ben bakıorum bu sınavlara nasıl atlamışım anlamadım inanamıyorum" dediğine şahit olmuşluğum vardır (ki şimdiki mud yard. dan bir nebze bu konuda farklılık gösterirler :))
Bu kadar artı yönlerini yazdıktan sonra zannetmeyin ki çok iyidir bir kere şişman düşmanlığı vardır ve bana sırf kilomdan dolayı mobbing yapmıştır. Sabah aldığı simitin yarısını ofis arkadasım "kokmaz bulaşmaz" a getirir ustune peçetesini örter bir de dönüp bana der ki
"hayatım sölersin benim aldığımı yesin diye" ha biz bakalım yani bu kadının kıyametin neyden koptğundan haberi yoktu sanırsam!!
"tabi hocam solerim" derim buyuk bir gururla asla o simitin küncüsüne dokunmam ve buna istisnasız her sabah yapmışlığı vardır. Aslında bir gün simiti masaya koyduğunda almayı
"aaa ne iyi yaptınız ben de kahvaltı etmemiştim" deyip gozunun içine baka baka yemeyi planladım tek bir küncü tanesi kalmayana kadar. Neyse emekli oldu da kurtulduk.
Bu "eagle-eye" ne kadar şikayet etsek de boluma bir nizam getirmeyi başarmiş fakat bizim pambık müdüre göre, bu kadar kasmanın manası olmadığından, bu konuşmalar ve hareketler huzurlu iş hayatını bozmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Dedim ya size, biz kendi başına bir cumhuriyetiz die dışardan bakan "waow yuksek öğrenim kurumu" ama bilmezler ki yüksek olan tek şey kafaların yüksekliği :)))
Şimdi benim gibi bekar arkadaşlar evlenemedikleri için zaten bir arıza var bunlar da diye bakılmanın yanında bir de sanki hersene bizi yeni eleman almışlar gibi her işe koştururlar neden çünkü senin kocan yoktur, senin çocuğun yoktur, evin yoktur hiçbir mesuliyetin yoktur bunun sonuncu olarak butun nöbetleri yaz okulunu vs angarya işlerini sen yapmak zorundasındır.
Bazı arkadaşlar ana rahmine düştüklerinde şanslı olduklarından, pambıgın aklının dibini öğrendikten sonra gunumuzdeki turk dizileri gibi senaryo yazadılar. Mesela bir arkadaşımız, daha bir çocukla çıkmaya başladı boynu bükükler birinci sezon, acı, kan, gözyaşı, ezilmişlik senaryosunun içinde normalde ayrıldılar diye beklersiniz dimi hayır nişanlandılar, bu sefer aile baskısı, tek taş acitasyonu, gümüş alındı mı alınmadı mı boynu bükükler sezon iki, evlendiler, ev arama, eşya alma, gelinlik saç baş kuaför kayınvalidesi kayın babası vs... boynu bükükler sezon üç ve son sezon hamilelik oncesi kusmalar sonra süt seansları. Şu yukarda gördüğünüz saydığım herbir şey için her donem boşgünü cuma günü istedi ve her cuma bişe oldu ve işe gelmedi sonuc ne diye sorabilirsinz koca bir hiç ne uyarı ne bişe. Diyebilirsinz sana ne kardeşim mudur vermiş sen de iste sana de versin, haklısınz ama ben işin acitasyon kısmındayım ulen numaranı yaptın pambık yedi bari bize yapma hatta yurekli ol deki ben mudurumle hallettim ama bir de aglaklığını cekemicem üzgünüm :)
Neyse az cok nasıl bir kurumda çalıştığımı öğrendiniz flexibility nin dibiyiz hop hop değiş tonton gibiyiz her duruma her şarta uyum sağlayabilen bir kurum bir bölümüz.:)
Civciv eğitimine geleyim : Bizim bölüme üç adet yeni tabir-i caizse çömez alındi ve etrafa verdikleri mesaj şu: "ya ben uc yıldır dersanede calışıyoram yane azbuçuk deneyimim var " vs vs anladınz siz:)
Tabiki yeni nesilden birilerinin gelmesi beni çok heyecanlandırmıştı ilk başta ; ne guzel taze kan dedim ne zamanki cuma gunu sabah iki sınav hazırlamalarını isteyene kadar. Bu civciv akıllılara ben kolaylık olsun diye geçen senenin sınavını verdim ve dedim ki
"arkadaşlar yormiim burdan derleyin bir uniteyi de ekleyin" dedim
Cuma sabahı masamda iki adet kagıt ustlerinde sınavlar yazıyor. Ben ilk once Piri Reis in harita denemelrinden biri zannettim. Sonra yaklastıkça sınav kağıtları yazısını okudum. Benim vucudumun bu tarz anormal durumlarda kitlenme gibi bir ozelliği vardır yani beyni onumdekilerin sınav kağıdı olduğunu algılayıncaya kadar bir sure geçer. Derin bir nefes aldım ve ilk bu gorevi verdiğim civcivi çağırdım insan gibi bu olmamış canım rica etsem bunu şu şekilde yapar mısın dedim. Cevap :
"aaa Ama Dunyacım şimdi biliosaaan ki işimiz çok yoğun biraz ağır olmuyor mu"
Ben bir kere daha kitlendim ve ancak teşekkur edebildim. Bu yeni nesilin en buyuk hatası kendini bişe zannetmesi ve kendine aşırı guvenip hadisz bir şekilde hatasını kabult etmeyi bir yana bırakalım bir de uste çıkmaya çalışması.Bunun da sebebi annelerin babaların her zamanki gibi "oglum&kızım sakın hakkını yedirme konus hakkını savun aman ha seni ezmesinler"
Anne ve babalara anlatamadım ben yıllarca çocuklarınızı hadsiz yetiştiriorsunuz hakkını savunmakla terbiyesiz yapmak farklı şey bunu ayırmını veremiyorsunuz. Bırakın mahçup olsunlar bırakın ezilsinler hepimiz biliyoruz ki zeytinyağı zeytinin ezilmesinden taşın altında kalmasından çıkar demek bazen ezilmek iyi bişe pişirir sizi. Karşındaki adama
"ya kusura bakmayın hocam hemen duzelteyim gondereyim size" büyük bir olay olmalalı aksine kendi değerlendirmen açısından sana bişe katmalı.Böyle böyle sen de gün gelir saygı duyulan bir insan olursun, sana karşı da hata yapan hatasını kabul eder.
Nitekim mesai arkadaşımla beraber ki biz artık sabırdan kendimize donen derviş adını taktık "whirling dervishes" Onla beraber uygun dille işelrin böle yürümiyeceğini anlattık ve yaklaşık iki saat sonra hepsi mail adresimdeydi duzgun bir şekilde.
Sonuç yeni nesil çok zeki olabilir muhteşem eğitim almış olabilirler ama kusura bakmayın ozgüveni tavan yapıp bir kuruma girip ukalalık taslarsanız biri alır sizi ve sizin o ozgüveninizi camın ateşte erittiği gibi sizi de öyle bir eritir ki, cam yine ateşten sonra yeni bir forma kavuşur ama siz utancınızdan sekle de giremessiniz ki bu hale düşmektense iki mahçup olup hatamı kabul ederim daha iyi.
Bugunlük bukadar DUNYA
ps: Whirling Dervish 1st:))))